Yapıları güçlendiren AS Steel’den çocuklarımız için “Güçlü Adımlar”

Dünya Cerebral Palsy Günü’nde çocuklarımızın gücüne güç kattık!

AS Steel için Cerebral Palsy nasıl bir önem teşkil ediyor? Bu projeye destek vermenizin ardında nasıl bir hassasiyet yatıyor?

AS Steel Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Sezer: AS Steel olarak, ülkemiz ve müşterilerimiz için değer üretirken; faaliyetlerimizi içinde bulunduğumuz toplumun refahına katkıda bulunacak ve gelecek nesillerin gereksinimlerini ön planda tutacak şekilde sürdürmeye çalışıyoruz. Bu bakış açısıyla sağlıklı ve üretken bir toplum için her bireyin “kazanılması” gerektiğini düşünüyoruz. Fırsat eşitliği sağlamak bizim için çok önemli, farklılıklara ve etik değerlere saygılı, herkesin eşit hak ve özgürlüklere sahip olması için çalışıyoruz.

Cerebral Palsy dünya genelinde 17 milyon kişiyi etkileyen bir hastalık. Cerebral Palsy hastaların çeşitli fiziksel ve sosyal problemlere diğer engelli kişilere nazaran daha eğilimli olmaları bakımından yaşam kalitesini tamamen değiştiren bir hastalık. Ancak tanının konulması ve de yoğun rehabilitasyonla hastaların yaşam kalitesinde iyileşme sağlanabiliyor. Biz de bu kapsamda AS Steel çalışanlarımız ve gönüllülerimiz ile fizik tedavi sayesinde yaşam kalitesini artırma imkânı olan çocuklara yeni bir yaşam fırsatı yaratmayı amaçlayan etkinliklere dahil oluyoruz.

Bu yıl şirket içerisinde 25 gönüllümüz bulunuyor. Çalışanlarımızın gönülden destekleriyle gerçekleştirilen bu sosyal sorumluk projesi kapsamından eylül ve ekim ayları boyunca yerleşkelerimizde düzenlenen çeşitli aktivitelerle bağış topluyoruz. Paydaşlarımız da projeye destek veriyorlar. Bu birliktelik sayesinde gerek şirketimiz içerisinde gerekse paydaşlarımızda geniş çapta farkındalık yarattık. Cerebral Palsy’li çocukların rehabilitasyonu için bağış toplarken aynı zamanda çalışma hayatımıza da daha fazla hareket katmış olduk. Bir ofis çalışanı günde ortalama 3 bin adım atarken bizim hedefimiz minimum 10 bin adım oldu.

Cerebral Palsy konusunda doğru bilinen yanlışları bizimle paylaşabilir misiniz?

ES: Her Cerebral Palsy’li çocuk zihinsel engelli değildir. Cerebral Palsy çocukluk çağında en sık rastlanan fiziksel engellilik türüdür. Bununla beraber beynin etkilendiği alan bağlı olarak Cerebral Palsy’li çocukların yarısında zihinsel açıdan gelişim geriliği de gözlemlenmektedir. Ancak bu durum Cerebral Palsy’li bir çocuğun eğitim almasına engel değildir. Yaşıtlarıyla birlikte kaynaştırma eğitimine dahil olabilir. Cerebral Palsy’li gençler de iş hayatına katılıp hayatlarını idame ettirebilirler.

Toplumun bu konudaki hassasiyetleri nasıl? Bireyleri topluma kazandırmada en çok ne gibi sorunlarla karşılaşıyorsunuz Daha fazla üzerine düşmemiz gereken unsurlar neler?

ES: Bilinçlendirme çalışmalarına daha fazla önem vermemiz gerekiyor. Steptember hem tedaviler için bağış toplanması hem de toplum genelinden Cerebral Palsy’ye dikkat çekilmesi ve toplumsal farkındalık yaratılması bakımından çok önemli bir proje. İnsanlar konu hakkında doğru bilgi edindiklerinde hassasiyetleri de artıyor. Erken teşhis ve fizik tedaviyle bireylerin yaşam kalitelerinin artırılabileceğinin vurgulanması gerekiyor. Daha da önemlisi bütün çocuklarımızın okula gitme, oyun oynama, toplum içerisinde yer alma hakkına sahip olduklarının vurgulanması. Bu anlamda şirketler olarak bizler de STK’larla iş birliği yaparak bireyleri topluma kazandırma konusunda üzerimize düşen görevi yapmalıyız.

ES: Cerebral Palsy toplumda ne yazık ki az bilinen bir fiziksel engellilik durumu. Yaşanan en büyük sorunların başında erişilebilirlik geliyor; yer zemini ve kaldırım taşlarının düzensiz olması, rampaların yetersizliği, engelli toplu taşıma araçlarının yetersizliği gibi sorunlar Cerebral Palsy’li bireylerin sosyal hayatlarını zorlaştıran konuların başında geliyor. Bunlara ek olarak Cerebral Palsy’li kişilerin görme bozuklukları, işitme sorunları, konuşma güçlüğü, dikkat ve algı bozuklukları gibi sorunlar da sosyal uyumlarını olumsuz etkileyebiliyor. Bizler bireysel olarak en azından onların sosyal uyumlarını artıracak şekilde davranışlar sergileyebiliriz. Engelli bir çocuk ve ailesine olan bakışlarımızın değişmesi bile onların sosyal ortamlarda daha rahat hissetmelerini ve ayrımcılığa uğramamalarını sağlıyor.

 Sizce markalar neden topluma fayda sağlayan işlerin altına imza atmalılar? Ve markalar topluma sağladıkları faydayı nasıl azami seviyeye çıkarabilirler?

ES: Her konuda olduğu gibi kurumsal sosyal sorumluluk projelerinde de başarılı olmanın temelinde sürdürülebilir bir sistem kurgulayabilmek yatıyor. Kurumların toplumsal sorunlara duyarlı olması ve bu anlamda çalışma yapan kamu kurumları ve STK’larla iş birliği yaparak daha geniş kitlelere ulaşma ve projelerin etkilerini artırma hedefiyle sosyal sorumluluk projelerine eğilmeleri bir tercih değil bir gereklilik.

AS Steel olarak, tüm paydaşlarımız için sürdürülebilir değer üretme hedefiyle ve kurumsal vatandaşlık anlayışıyla çalışıyoruz. Eğitim, sağlık, kültür-sanat ve spor gibi birçok alanda sosyal sorumluluk çalışmaları yürütüyoruz. Kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin en önemli getirilerinden birinin şirketlerin faaliyet gösterdikleri çevrelerde paydaşlarıyla değer ve fayda üretebilmeleri olduğunu düşünüyorum. Bu destekler güçlü bir toplum yaratılmasının en önemli şartı ve ancak güçlü bir toplumda güçlü şirketler ve güçlü bir ekonomi olabilir.